Ticaret ve Şirketler hukuku, ticaret hukuku bünyesinde yer alan ve ticaret şirketlerinin kurulması, birleşmesi, bölünmesi, devir edilmesi, tip değiştirmesi, tasfiyesi gibi konulara dair normları ihtiva eden ve ticaret şirketlerine ilişkin hukuki ilişkileri inceleyen bir hukuk dalıdır.
Ticaret ve şirketler hukukunun tarihsel gelişim süreci incelendiğinde, ticarete dair hukuki düzenlemelere ilk defa M.Ö. 2000 yıllarında ‘’Hammurabi’’ Kanunları’nda faiz, komisyon, şirketlere dair düzenlemelerle rastlanmıştır. İlerleyen çağlarda ticaret ve şirketler hukuku, sosyal, kültürel, siyasal, ekonomi, toplumsal alandaki gelişmelerle paralel olarak gelişmeye devam etmiştir. Yakın Çağ ile birlikte kanunlaştırma hareketleri hız kazanmıştır. Bunun başlıca örneği 1807 tarihli Fransız Ticaret Kanunu’dur; ancak gerçek anlamda ticaret şirketlerinin yaygınlaştığı ve ticaret asrı olarak nitelendirilen dönem 20. yüzyılda yaşanmıştır; bu yüzyılda özellikle uluslararası ticaretin artması nedeniyle ticaret alanında kurumsallaşma ihtiyacı doğmuştur. Bu doğrultuda modern anlamda tüzel kişiliği haiz ticaret şirketleri oluşmuştur; bu gelişim şüphesiz anılan alana ilişkin başlıca faaliyet ve uyuşmazlık konularını çözüme kavuşturmak üzere ticaret ve şirketler hukukunun modernleşme sürecini de hılandırmıştır.
Ülkemiz yönünden Cumhuriyet öncesi dönemde ticaret ve şirketler hukuku alanında İslam hukuku uygulanmış; bu alana dair düzenleyici hükümler Mecelle-i Ahkam-ı Adliyye’nin (Mecelle) Kitab-üş Şirket kısmında düzenlenmiştir.
Cumhuriyetin sonrası dönemde ise İslam hukuku terk edilmiş ve 1926 yılında Türk Ticaret Kanunu yürürlüğe girmiştir. Söz konusu Kanun, 1956 tarihinde yürürlükten kaldırılarak, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu yürürlüğe girmiştir; nihayet 2011 yılında ise 6102 sayılı yeni Türk Ticaret Kanunu yürürlüğe girmiştir. Şirketler hukukuna ilişkin hükümler 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 124-644. maddeleri arasında yer almaktadır. Adi şirketlere ilişkin hükümler ise 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 620-644. maddeleri arasında düzenlenmiştir.
Yeni Türk Ticaret Kanunu’nda şirketler hukukuna ilişkin olarak, mülga 6762 sayılı Kanun’dan farklı, reform niteliğinde norm ve kurallar düzenlenmiştir.
Ticaret Kanunu’nda ticaret şirketlerinin ve şirket sözleşmesinin bir tanımı yapılmamıştır. Ancak Borçlar Kanunun adi şirketlere ilişkin hükümleri ihtiva eden 620. maddesinde adi ortaklık sözleşmesinin tanımı yapılmıştır. Buna göre; ‘’Adi ortaklık sözleşmesi, iki ya da daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmedir’’ şeklinde tanımlanmıştır.
Ticaret şirketlerinde ise şirket sözleşmeleri belirli unsurları ihtiva etmelidir. Bunlar;
Ticaret Kanunu’nda şirket türleri sınırlı olarak sayılmıştır. Ticaret şirketleri kolektif, komandit, limited, anonim, şirketler ve kooperatiflerden ibarettir. Bunlardan kolektif, adi komandit ve adi şirketler şahıs şirketi; limited, anonim ve sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketler ise sermaye şirketidir. Kanunda sayılan bu ticaret şirketlerinin tamamının tüzelkişiliği bulunmaktadır; sayılan bu şirket türleri dışındaki yapılanmalar ise adi şirket olarak nitelendirilmekte olup, bu tür şirketlerin tüzelkişiliği bulunmamaktadır.
Ticaret şirketleri kanunda belirtilen usuller çerçevesinde birleşebilir, bölünebilir veyahut tür değiştirebilirler. Buna ilişkin hukuki düzenlemeler, Türk Ticaret Kanunu’nun 134 – 194. maddeleri arasında yer almaktadır.
Buna göre şirket birleşmeleri yeni kuruluş ve devralma şeklinde olmak üzere iki şekilde gerçekleştirilmektedir. Yeni kuruluş şeklinde birleşmede, birden fazla ticaret şirketinin tasfiye edilmeden malvarlıklarının aktif ve pasifleri ile birlikte birleştirilmesi yoluyla yeni bir şirket kurulması durumu söz konusudur. Devralma şeklinde birleşmede ise katılan (devrolunan) şirket ve kabul eden (devralan) şirket bulunmaktadır. Bu birleşme yolunda sadece katılan şirketin hukuki varlığı son makta; katılan şirketin malvarlığı tasfiyeye tabi tutulmadan devralan şirkete geçmektedir. Ticaret Kanunu’nun 137. maddesinde birleşme için bir takım sınırlamalar öngörülmüştür. Buna göre; birleşme gayesinde olan şirketler yazılı şekilde birleşme sözleşmesi düzenleyip, bu sözleşmeyi yönetim organlarınca kabul edip / imzalayarak genel kurullarının onayına sunmaktadırlar. Bunun yanı sıra taraflarca birleşme raporu hazırlanması ve birleşme kararının ticaret sicilinde tescili de geçerlilik koşulu olarak yasada düzenlenmiştir.
Şirket bölünmeleri de tam ve kısmi bölünme olma üzere iki şekilde gerçekleştirilmektedir. Tam bölünme sürecinde, şirketin tüm malvarlığı bölümlere ayrılarak diğer şirketlere devrolunmaktadır. Bölünen şirketin ortakları, devralan şirketin paylarını ve haklarını iktisap etmektedirler. Akabinde tam bölünmede devrolunan şirket sona ermekte ve ticari unvanı ticaret sicilinden silinmektedir. Kısmi bölünmede ise şirketin malvarlığının bir veya birden fazla bölümü diğer şirketlere devrolunmaktadır. Bölünen şirketin ortakları, devralan şirketin paylarını ve haklarını iktisap etmekte yahut bölünen şirket, devredilen malvarlığı bölümlerinin karşılığında devralan şirketlerdeki payları ve hakları elde ederek yavru şirketini oluşturmaktadır.
Şirket bölünmesi genel olarak, Türk Ticaret Kanunu’nun 160. maddesinde belirtilen sınırlamalar kapsamında yapılabilmektedir. Bölünme sürecinde eğer bir şirket bölünme yoluyla malvarlığının bölümlerini var olan şirketlere devredecekse, bölünmeye katılan şirketlerin yönetim organları tarafından bir bölünme sözleşmesi yapılmaktadır. Bölünme yolu ile malvarlığı yeni kurulacak şirketlere devredilecekse bu defa yönetim organı tarafından bir bölünme planı hazırlanmaktadır. Bölünmeye katılan şirketin yönetim organlarının, bölünme hakkında ayrı ayrı yahut ortak bir bölünme raporu hazırlamaları da bilahare gerekmektedir.
Ticaret şirketlerinin hukuki şekilleri/türleri kanunun öngördüğü sınırlamalar çerçevesinde değiştirilebilmektedir. Yeni türe dönüştürülen şirket, eskisinin devamı niteliğinde olacaktır. Tür değiştirmede, şirketin yönetim organı bir tür değiştirme planı düzenlemektedir; söz konusu plan yazılı şekilde olup ayrıca şirket genel kurulunun onayına sunulmaktadır. Tür değiştirme planı, şirketin tür değiştirmeden önceki ve sonraki ticaret unvanını, merkezini ve yeni türüne ilişkin ibareyi, yeni türün şirket sözleşmesini, ortakların tür değiştirmeden sonra sahip olacakları hisselerinin sayısını, cinsini, tutarını veya tür değiştirmeden sonra ortakların hisselerine ilişkin açıklamalarını ihtiva etmek zorundadır.